bana göre doğu anadolu gezimizin
her yönü ile en etkileyici kenti 'kars'dı
rus döneminin örneklerinden ev'ler
hepimizin aylarca haberlerini istesek de istemesek de izlediğimiz heykel
kars kale'sinden bakış
işte başka bi şahane 'ani antik kenti'
resimli kilise
tarihin üstünde olmak
arkada arpaçay
Türkiye -Ermenistan doğal sınırı
Prof.Dr.Bingür Sönmez sayesinde 'sarıkamış'da neler olduğundan haberdar olduk
inanın bana iliğimiz,kemiğimiz titredi orada olup yüreği erimeyen kimse yoktur diye düşünüyorum.
bu duygu için insan olmak yeterli.bilemedim ki nasıl yapmalı,uzun uzun yazmalı mı,ya da arama motoruyla herkesin rahatça ulaşabileceği bu bilgiyi burada kısaca geçmeli mi?
bu facia ile ilgili en doğal yazıyı paylaşmak istedim sizinle.
Aylardan Aralıktı, hazırlıklar yapılmış Enver paşanın emrini alan Mehmetler yola çıkmışlardı. Gidilen yolun ne kadar çetin olduğunu biliyorlardı. Gidilmesi gerekiyordu. Rusların egemenliğinde bulunan Kars’ın alınması gerekiyordu. Askerler batıdan gelmiş kış şartlarına uygun giyinmemişlerdi. Şartlar çok zordu. Amaç Allahuekber dağını aşıp Sarıkamış’ı kuşatıp Rus ordusunu yenmekti.’
Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914), I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya İmparatorluğu arasında Sarıkamış'da gerçekleşmiş, sonucu Osmanlı İmparatorluğu tarafı için büyük bir başarısızlık ile sonuçlanan bir askerî manevradır.
Sarıkamış´ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit vermiştik.1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars´ıRuslardan geri almak için harekâta katılan 60 bin asker donarak öldü. Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars´ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Sarıkamış´ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey "Sarıkamış" adlı kitabında şöyle anlatıyor: "Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. Zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik". Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Pietroviç Sarıkamış´ta gördüklerine anılarında şöyle yer vermiş: "İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar... İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler... Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda... Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah´larına teslim olmuşlardı.
" Allahuekber dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekatı aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915´de sona erdi.
Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bini donma sonucu tam 78 bin şehit verdi. Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen bir an bile arkasına dönmediler. Vatanın her karış toprağı kutsaldı. Onu kurtarmak gerekiyordu.
Soğuk kış şartları çok ağırdı. Her taraf kar, tipi ve soğuk iliklere kadar hissediyordu. O soğuğu hissetmemek mümkün müydü?
Beyaz ölüm kapladı dört bir yanı. Daha eller tetiğe gitmeden mavzerlerinde şehit oldu askerler. Bu ne amansız, bu ne kadar acı bir manzara yürekleri yakıyor, kor oldu ama nafile -40 dereceye insan mı dayanır? Anaların kınalı kuzuları birer birer soğuğa yenildiler. Taş oldu gövdeler, yere düştü o pak alınlar. Bazen bir yığın bazen de bir kar tanesi olup karıştılar beyaza…
Sırt sırta, omuz omuza savaştılar. Beraber şahadet şerbetini içtiler…
Yahya KARAKURT- Eğitmen
Cok guzel bir paylasim..dilerim bir gun ziyaret edebilirim bende..sevgiler:)
YanıtlaSilteşekkürler,tavsiyemi tekrarlayabilirim,hele sokaklarda atla gezen insanlar,köylerdeki kazlar,
Silçarşıdaki peynir dükkanları anlat anlat bitmez.'sarıkamış' ruhuna uymaz diye yazamadım.
görmedim. çok uzak yaa. bi de o heykelleri de hiç duymadım.
YanıtlaSililginç evet ya görmeli tabii.
:)
http://www.bianet.org/bianet/sanat/129499-ucube-nin-yikimina-karsi-sanatcilar-kars-a-gitti
SilFotoğraf altlarına kedili bilmem ne yazmanız, yanlış ve kaba bir davranış! Kınıyorum tavrınızı! Ayıp!
YanıtlaSilFotoğraf altlarına kedili bilmem ne yazmanız, yanlış ve kaba bir davranış! Kınıyorum tavrınızı! Ayıp!
YanıtlaSil