29 Mayıs 2016 Pazar

büyülü makedonya



Makedonya
güzelliğinin dilden dile dolaşmasının haklı sebepleri çok!



insanın hemen kanı kaynıyor Üsküp sokaklarında:)
aynı bizim oralar hissi veriyor:)



şaşırtıcı derecede heykel düşkünü hükümetleri var!



biz üsküp sokaklarını gezerken,rehberimiz dedi ki;
-hükümeti protesto ediyorlar,polisler var bişey olmaz ama gitmeyelim o tarafa.
-aaa dedik müzik var ama!
-evet müzik protestocuların sesini bastırmak için.
-aaaa!
biz şaşkın alışık değiliz ya müzikle sakinleştirilmeye:)



bir de sembol savaşları var!
en büyük haç dikildi mi?
o zaman en büyük cami yapılacak hemen!
bu durum Balkanların her yerinde hissediliyor.



kasabalarımızın sokaklarında mıyız?



burada Üsküp'ün ünlü fırınlanmış kurufasulyesini yedik:)



şehrin gece güzelliğinden büyülenmiş olsak da acayip yorgunuz,
826 km yol katedmiş,buralara gelmişiz,
'polisler hariç' biçok şey memleketimden farksız,
herkes Türkçe konuşuyor neredeyse:),
şimdi otele uykuya:)


Üsküp'den sabah 8'de ayrılıp yola düştük,
çok güzel olduğunu duymuş olsak da asla sözle anlatamaya yetmeyen 
muhteşem 'Matka Kanyonu'nda bütün yorgunluğumuz gitti.
durumumuzu özetlersek;ağzımız bi karış açık,ruhumuz mest!

şahane konumlu bu restoranda sadece kahve içebildik ne yazık ki:( yola devam etmeliyiz çünkü!
eğer şansım olursa sevgili eşimle de gelebilmeyi çok isterim:)



Tetova'da iki kız kardeşin çeyiz paralarıyla yaptırdığı
 'Alaca Cami'ndeyiz.


işte memleketin çeşitli yerlerinden gelip,İstanbul'da buluşarak otobüsle Balkan gezisi cesareti olan çılgın grup:)

vee;diğer müthiş şehir Ohrid'deyiz!
doğal ohrid gölü unesco tarafından 'dünya kültür mirası listesine dahil edilmiş,ayrıca şehrin yapıları ve sokakları da korunmuş.


evet gölü tekneyle gezdik,evet çok üşüdük,evet çok güzeldi:))
evet bugün olsa yine giderim:)


yine protesto var,yine kimse dayak yemiyor?
ohrid incisi almadım:(
orada migros'u buldum:)
haydi otele,
valizleri bırakalım yemek için 'makedon gecesi'ne gidelim.

böyle hanımcık oturduğuma bakmayın:)
sanki yorgunluktan perişan olmamış,sanki kendine söylenmemiş,sanki evini özlememiş gibi müziği duyunca bi gaza gel bi oyna bi oyna:)videoda kendimi izleyince şaşırdım kaldım:)
o kadar yani:))


makedon gecesinin ana yemeği.


gece kaçta yatarsan yat,sabah 8'de otobüsde olmalısın!
çünkü büyülü bi yere daha gideceksin!
Ohrid gölünün doğduğu yere.
Naum'a


kürekli küçük kayıklarla huşu içinde gölde gezdik,su yaz kış aynı ısıda oluyormuş,buz gibi yani:)aşağı yukarı 10 derece:)


Makedonya'dan bu güzellikle ayrılıyoruz,Ohrid gölüne kıyısı olan Arnavutluk'a doğru yola çıkıyoruz.
ver elini Tiran.
gelecek yazıda görüşmek üzere,mutlu haftalar.

:)







23 Mayıs 2016 Pazartesi

buz oldum


aslında sıradaki yazı Makedonya;
Balkan gezimizin şahanelerinden:)
öyle çok fotoğraf,öyle çok güzellik var ki 
bi türlü tamamlayamadım:(
en kısa zamanda gelecek,
şimdilik buz meselesine bi bakalım;



kokusunu,şeklini,varlığını sevdiğin otlar,çiçekler,meyveler gördüğün gibi kalsa:) 
bu şansın olması ne şahane değil mi?



buz kalıbına azıcık su koyuyor donduruyorsun,



donmuş buz kalıbına sevdiğin şeyleri koyuyorsun,azıcık su koyuyorsun,yine buzluğa koyuyorsun,donana kadar bekliyorsun.



donunca;buz kalıbını dolduracak kadar su ekliyorsun,
yine buzluğa gönderiyorsun:)
sonuca ulaşmak için üç aşama var,ancak değer:)


her aşamada suyun tamamen donmasına,yani buz olmasına izin verin ki,sevdiğiniz şeyleri buz kalıbı arasına alabilesiniz.
aksi halde suyun üstünde yüzen bişey olacaktır.



ister sadecik içebilir,
ister kahve yada başka bir içecek yanında tercih edebilirsin:) sonuçta zevk meselesi:)



mis gibi koktuğunu belirteyim de gerisi size kalmış:)



mutlu hafta olsun,mis gibi olsun:)

                    çok sevgiler :)



17 Mayıs 2016 Salı

bahar arası




bahar hakkında konuşacak çok şey varmış;
beyaz zambak zamanıymış mis gibi kokarmış .....





















güller derlenmiş toplanmış,arkadaşıma gitmiş reçel olacakmış:)
yasemin sarhoş edecekmiş...
ateş çiçeği mutlu:)

avize ise mest:))

zeytin çiçeği hakkında konuşmak yasakmış!



çakır ve max tellerin arkasından kapışacakmış!
güçlükle İstanbul yollarına düşülecekmiş:(

ineklere,leyleklere selam çakılacakmış!

Baharın İlk Sabahları
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: “Sıkıntılar duradursun!”
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.
                                                ORHAN VELİ