31 Ağustos 2015 Pazartesi

seni bilmek ne güzel:)



ne sandınız?


KEMAL SUNAL'ın hayatına dokunmadığı kimse var mı?


gülümsetmediği?


her şey bi yana,son derece keyifle okudum kitabı.
fazlasıyla istekle okunmasını da tavsiye ediyorum.


bu sayfa kitabı size özetler diye düşünüyorum:)


üzerine daha ne konuşalım;
güzel bir adamın,kısacık hayatının bazı izlerini
 sevgili eşi son derece sıcak ve samimi bir anlatımla bize sunmuş,
sağ olsun var olsun:)


gül sunal,
tarihsel kronoloji değil de,
sevgisel bir akış tercih etmiş anı kitabında.


bir bakıyorsun yokluğun acısı,
bir bakıyorsun kahkahalarla bir anı karşımızda:)))
teşekkürler gül sunal:))
o'nu seviyordum,seni de sevdim:))


teşekkürler KEMAL SUNAL
nur içinde yat.
:)
çok sevgiler







27 Ağustos 2015 Perşembe

ruhuma maya



şeker çiçeğinin ekmek teknesiyle buluşması:)
 bu kadar mı iç açıcı olur:))


klasik hüseyin amca ziyaretlerimizde aa! ekmek mayalama kabı! görür görmez hemen bunu alalım dedim eş'e:)
tabi eş ne yapacaksın dedi;ben de bilmiyorum dedim!
bu duruma hayli alışık olduğundan peki dedi:))
bölmeler yoğrulmuş ekmek hamurunun, 
eşit miktarda konulup,
mayalanma süresini burada geçirip,
aynı boy ekmek üretilmesini sağlıyor.


aldık,bi kenarda kaldı bi süre,
bu yaz uzun uzun saros soluklanması yapma şansım oldu ya,
kenar köşe didiklemece,yenilemece,
eşyalara yeni görevler bulmaca fırsatım da oldu elbette!


verandaya çıkan merdivenlerin şenlenmesi,


evi güzelleştirmesi,


içimizi açması,


haftasonu eş gelince mutlu etmesi görevlerini verdim,
başarılı olmasını ümit ediyorum:)


:)
çok sevgiler




17 Ağustos 2015 Pazartesi

ağustos'tan yavaş yavaş




derler ya;
yarısı yaz yarısı kış!
ağustos!
sıcakla başetmek ne zor bu günlerde!


       çakır efendi için düğün bayramdı gerçi:))           

güzel anlarımız olmadı mı?,oldu!
mesela;


patates soğan nasıl ekilir,sökülür,kışa hazırlanır öğrendik:)


bahçe dedin mi domates,fasulye  gelirdi aklımıza oysa!


çakır efendi'nin yardımları!unutulmaz!


değeri eşit:))))
kokusunun güzelliğide:)

ama çok sıcaktın ağustos,hatta yapış yapış!


püfür püfür esen bi ağaç altı olsa ne güzel olurdu:)


ancak henüz bikaç elma ile 15-20 zeytine fit'iz,


yani bizi ancak verandanın köşesi paklar!


bu köşe de esmezse yandığımızın resmidir!


hastalığından ötürü bi sürü şeyi ilk defa gibi yaşayan anneme 
serinlemesi için açtığımız gazozun ilk yudumunu aldığında,
kabarcıkların etkisiyle heyecanlanıp,
ay ağzımın içi bi hal oldu diyerek şişeyi geri uzatması
bize hüzünlü bir kahkaha getirdi:)


geçen yıllarda boyadığım paletleri üzerine de
 kayınvalidemin eskiyen koltuk minderiyle keyifli hale getirmiştim,
çakır'ın bakışları bi uzansam şuraya gibi 


hemen durumdan yararlanıp,
yeşil koltukminderleri'ne uzanıverdim,
 akşamüstü yalayarak geçen rüzgar oluyor ya,
 bazen keyifli de oluyor:))


annemin çakır'la kuş izleme keyfi:))


can dostumun ziyaretiyle ışıldayan günlerimiz:)


ne kadar yok yapmıcam desemde:)benim pervane bildiğim:)
 ziraat mühendisi tuğçe'ciğimin 
'izmir güzelleri'ni ekmek tekneme diktim:)
bi anlasam kendimi ah!
onca bahçe eldiveni varken çıplak elle toprağa dalıp 
ellere eziyet tırnaklara kırmalar!
neden?


bahçemin ağır toplarını boyayıp parlattım:)


aralarında memnuniyet belirtili konuşmalarını duydum sanki:)


eş gelmeden hepsini tekrar yerleştirdim yerlerine,
cumaları bi hazırlık sanki teftiş var:)


resim de yaptım,düzeltmeleri sonraya bıraksam da:)
sol başta tatlı ırmakçığımın da resmi var:)
o bitmiş durumda:)on numara!


domatesci ali amcanın hediyesi fesleğen saksını bi güzelleştirdi,
sardunyalar vazgeçilmez aşklarım,
ve maraş usulü dondurmanın ayrıcalığı


kitap okuyabildim:))
anlatıcam sonra onları da:)


herşey güzel hoş,anneciğime de iyi geldi 
dört duvar arasından kaçıp buralara gelmek:)
hatta kendime bu kadar yakın olmak bana çok iyi geldi,
ancak özlem denen şey yok mu?


                                         ben ağustos böceği
sen karınca 
çalarım kapını 
aşka acıkınca 

Tante Rosa


sanırım serin günler kapıda,
sarı yapraklar tek tük düşmeye başladı bile.
:)
sevgiyle dolu güzel hafta diliyorum.
:)







9 Ağustos 2015 Pazar

domatesin şey'si



böyle de yatılmaz ki!


saros'da tatlı günler sürerken eş bana sürpriz yapmaz mı:)
haftasonu gelirken görümce,yeğen,damat beraberce gelmez mi?
cumartesi köy pazarına gidip şahane alışveriş yapılmaz mı?


domatesi görüp ay biz bundan kışlık yapalım derken,
tatlı kırmızı biberleri de görünce bunu da katalım denmez mi?
5 kilo domatesi yıkayıp paklayıp kabuğuyla doğrayıp,
1 kilo da biberi çekirdeklerinden ayırıp doğrayıp,
koca tencereye alıp manzaraya karşı kaynatılmaz mı?


onlar bi arada şekil değiştirirken bi koşu denize kaçılmaz mı?


gelince kıvamlanmış domatesin şey'si blendırdan geçirilmez mi?
aaa,o da ne?biberin incecik kabukları sivri sivri içinde kalmış mı?
ee tel süzgeçten bi güzel geçirip,onlardan kurtulurken, 
domatesin çekirdeğine mecburi elveda denmez mi?


temiz kavanozlara görümce doldururken:)
 eş'de kapakları sağlamlaştırmaz mı?


sonra bi de ters çevrilmez mi?


karşısına geçip renge falan bayılıp,buna aile saadeti denmez mi?


çakır'da ırmak'la oyunun tadına varmaz mı?


çalışma da böyle sergilenmez mi?


hayatın tadını çıkaracağımız bi hafta olsun dileğiyle:) 
yayın sonlandırılmaz mı?
çok sevgiler
:)