Balkan Turumuzun 4.gününde Arnavutluk Tiran'dayız.
(tıkla lütfen) Makedonya'nın masal gibi doğal güzelliklerinden geçip,şahane Ohrid'e kıyısı olan Arnavutluk'a ulaştık.
20.yüzyıl boyunca savaşlar arasında kalmış,
40 yıl boyunca Enver Hoxha'nın diktatörlük rejimini yaşamış
dağlık ülkede
panaromik denecek bir bakışla yarım gün geçirdik.
2.dünya savaşından sonra Arnavutluk'a kominizmi getiren,
içine kapanık,hiç dış borç almayan,dini yasaklayan,kilise ve camileri kapatan ölümü 1985 yılına kadar ülkesini yönetmiştir Enver Hoxha.
Arnavutluk için diğer çok önemli kişi ise;İskender Bey.
Osmanlı Sarayına rehin olarak giden Gergi müslüman olup,İskender adını alır,Osmanlı için savaşır,başarılar kazanır.
Ve memleketine döner,
Osmanlıya karşı Arnavutluğu yaşadığı sürece korur.
geçmiş ve şimdiki Tiran'dan izlenimler.
kalabalık olmayan sokaklarda yaşlılar huzurlu bir sohbet içinde, çingeneler parklarda yayılmış,
yemek molasından dönen şık kadınlar yanımızdan mis gibi parfüm kokusunu da bırakarak işyerlerine geçiyor,abartmıyorum her kadın.
açık alanda çalışan kadınlar da gülümsüyor,turistler de,
ülkemizle karşılaştırdığımda bir huzur havası var burada.
Arnavutların şeklini süt şişesine benzettikleri
'adalet bakanlığı' binası inşaatı;süt gibi temiz anlamına gelsin diyeymiş!
öğle yemeğimizin üzerine 'Balkan tatlısı' diye bildiğimiz,
İtalyan işgalinden sonra Arnavutların da bol bol yaptığı
aslı İtalyan olan'trileçe' yedik.
Valla Gaziosmanpaşa meydanında EKOL pastanesinde şahanesi var,
İtalya'yı bilmem ama Arnavutlar bana beğendiremedi:))
sabah kahvaltısından ardından (tıkla lütfen)Ohrid Gölü'nün doğduğu St.Naum turundan sonra yollara düşüp Tiran'a geldik,yukarıda gördüklerinizi gezip dolaştık,yemeğimizi yedik, biraz foto,sonra İşkodra'ya otele.
doğrusu böyle uzun kilometreler deli işi bi daha asla demiştim,
ama şimdi olsa gene gitsem diyorum:))
devamı Karadağ olarak gelecek:))
çok sevgiler ve mutluhaftasonu
:)