'Kemeraltı Beşlisi Yeniyıla Giriyor'

sofrada son derece renkli ve zevkli görünen bu güzel şeyi,

eş durumundan İzmir seyahatimde,Kemeraltı'nda öğle yemeğinde tadıp,

İstanbul'a döner dönmez biraz da kendimden bişeyler katarak bütün aileye,dost ve ahbaba hatta kayınvalidemin gün arkadaşlarına bile yapmışlığım var;

bari bir de yılbaşı masasına hazırlansın değil mi?

bu arada fotoğraf makinamın arızalanması bile engel olamadı bu yayına belirteyim yani:))

aşağı yukarı aynı hacime sahip;

brokoli,brüksel lahanası,karnabahar,havuç,maydanoz

:)

bütün sebze ve meyvelere uyguladığım muameleye onlar da dahil tabi!

en az 20 dakika suda bekleyecek ve tek tek ovalanarak yıkanacak:)

yıkanıp ayıklanmış sebzeleri iyice bayılmayacak,sert de olmayacak şekilde buharda pişirmeyi tercih ediyorum,isteyen suda da haşlayabilir.

servis tabağının zeminine havuç rendeleyip,

1-2 tatlı kaşık tuz,1/2 çay bardağı zeytinyağı,2 adet limonun suyunu,homojen olacak şekilde çırpıp sos'a ulaşıyorum.

PÜF;

buharda pişerek istenilen kıvama gelen sebzeler henüz sıcacıkken homojen sosun içine koyuyorum ki tüm lezzeti içine çeksin:)

işte böyle:)

ardından servis tabağındaki yatağına:)

sıradaki gelsin:)

tüm haşlanmış sebzelerden sonra kalan sosa rendelenmiş havuçu koyup,banyo sefası yaptırıyorum:).

sebzelerin üzerine bi güzel serpiyorum.

ve ince kıyılmış maydanoz ile taçlandırıyorum:)

tavsiye ediyorum.

o zaman;

umutlu,mutlu,sevdalı yeni bir yıl bizim olsun.

:)

çok sevgiler

28-29-30-1

kayınvalidemin mühim günü,misafirleri var,

bayılıyorum onun bu telaşına,

sabah kahvaltımı onun evinde yapıp,

masayı ve ikramlıkların bazı ve son dokunuşlarını yapmaya,

ve tatlişkomun mutlu olmasına:) 

ama en sevdiğim kaçıp kaçıp gitmeler,

sabah kahvaltısını sehpaya hazırlamalar :)

işte böyle bahçenin altı üstünde ama kalıcı düzen gelecek,umarım:)

Bi kahvaltı,bi kısacık yürüyüş,

havanın güzel olmasının bonusuyla kemiklerin ısınması,ciğerlerin bayram etmesi,

ruhun bayrama eşlik etmesi falan filan derken,

gerçek hayata dönüş.

Doğup büyüdüğün yerde alttan su çıkması,koltuğuna çivi batması,

ruhun daralması fena bi duygu!

taş üstüne taş koymaktan nefes alacak yer kalmadı şehrimde!

ama bi tek benim sancım değil biliyorum,

diliyorum ki  herkes umuduna kavuşsun:)

mutlu,umutlu bi hafta,

çiçekli bi kasım ayı olsun.

:)

çok sevgiler

O Altın Şey'in Tarifi

Zeytin ağacı = Ölmez Ağacı = Sonsuzluğun Simgesi

yeryüzünde en uzun yaşayan ağaç, 

  İnsanlığın yaralarını iyi edecek merhemdir o. 

geçmişte kıymetini bilemediğimiz,

termik santral yapmak için yerlerinden söktüğümüz binlercesi olsa da,

yine de her derde devadır o.

Bahçemizde 3 zeytin ağacımız var;

ilkinin adı 'memnune'

ikincisi 'havva'

bu ikisi bu yıl ürün verdi:tam 990 gr.

bu nasıl bir güzelliktir.

üçüncüsü 'coşkun' o henüz iki yıllık:)

5 kg zeytin için,1 çay bardağı kayatuzu oranıyla işlem yapıldı.

1,5 litrelik pet şişeye sığamayınca 5 litreye terfi ettik,

bol gelse de:))

serin olsun diye balkona yatırdım,

3 günde bir diğer yanına çevireceğim,

sulanırsa suyunu alıp yatırmaya devam edeceğim,

ta ki acı suyu bitene kadar.

muhtemelen 3 ay sonra soframızı şenlendirecek:)

990 gram kaç kere ailemize mutluluk verecek,

herkes tatsın diye isim isim ayrılacak,

bizi bi araya getirecek,

yüzümüzü güldürecek:)

bereketli ve sevgi dolu bir hafta diliyorum.

:)