patla!

çocukluğumda irfan abi vardı komşumuz,

doğuştan elleri ve ayakları olmayan:(

4.kattayılar,daima pencere kenarında oturur,

yoldan geçenleri durdurur bilmece sorardı,

birde kekemeydi,

bazen derdini anlatması bu nedenle oldukça uzun sürerdi,

ama kimse onu üzmek,kırmak istemezdi,

sabırla beklerdi sormasını,

eğer gaf yapıp cümlesini tamamlamaya kalkarsa bi şaşkın,

yüzünün kıpkırmızı olup daha da beter kekelemesini beklemek zorunda kalırdı,

beklemezse eğer annesi çok üzülürdü,

çünkü ardından görmesi can acıtan 

sara krizi geçirirdi.

bilmeceleri şöyleydi;

o dil üstünde kaydırmaca der,

sen dondurma dersin keyiflenir,

bilemezsen sinirlenir:)

bakla dersin,

o'da yede patla!der

beraberce gülersin:)

sırf o mutlu olsun diye mahallenin bütün çocukları bilmecelere mutlaka cevap verir 

ve irfan abi cevap verip mutlu olsun diye 

aynı sorular bıkıp usanmadan sorulurdu.

nerden nereye,enginar yapıyorduk baklalı!

irfan abi,hikmet teyze nur içinde yatın.

şahane değil mi renkler falan:)

enginar ve bakla derindondurucudan çıktı!

limonu unutmuşum 

oysa çok önemli enginarla limon beraberliği,

limon olmazsa enginarın içi dışı kararıyor.

minik doğranmış soğanlar 1 kaşık zeytinyağ ile tencereye konulur,üzerine kuşbaşı doğranmış enginarlar eklenir,yarım limonun suyu ve su eklenir,haydi ocağa tıkırdar tıkırdamaz ocak kısılır.

(derin dondurucuya giren enginarın illa açılmasını beklemeyin birbirinden ayrılması yeterli,birde eklemeden geçemeyeceğim çok üşüdüğünden midir,nedir pişmesini biraz daha uzun sürüyor,çok da değil:))

aynı anda baklaları da başka bir tencerede haşlayalım

niye böyle yaptık;çünkü iki ayrı sebzenin pişme süreleri aynı değil,bir de derindondurucudan çıkınca normal sürelerinden daha farklı zamanda pişiyo bunlar!

baklalar ezilmeden,hafifçe diriyken süzelim,kabuklarını soyalım vede ikiye ayıralım

her ikisi de tam pişmeden buluşturalım 

birlikte kardeş kardeş yemek olsunlar,

tuzunu da şimdi ekleyelim.

pişti mi?güzel:)

bi 10 dakika kendi haline bırakalım onları,

dinlensinler:)

dereotunu ince ince kıyalım,

servis tabağına aldığımız baklalı enginarımızın üstüne serpiştirelim bol bol:)

hımmm,

şeker yok,fazla yağ yok!

lezzeti ise çok!

afiyet olsun,yarasın:)

not:pazarda soyulmuş bir leğen içinde bekleyen bembeyaz enginarlar var ya;

onlar limon tuzu 

yani sitrikasit içinde bekledikleri için öyleler!

aynı hazır turşu ve hazır reçellerin içine konan vede kanserojen olan!

eğer onlara gerçek limonla ov derseniz de yan çiziyorlar.

ben semt pazarımda ki sürekli alışveriş yaptığım enginarcının bile eh peh ettiğini ama yine de yaptığını belirteyim.

eve gelince ancak 3-4 saat sonra buzdolabından çıkarıp bi baktım ki paketlere bazı yerleri kararmış,hepsini çıkardım ,tek tek yıkayıp,kararan yerlerini kazıyıp bi güzel heryerini limonla ovdum,hiç bekletmeden 5'er adetlik paketler yapıp derindondurucuya koydum.sonra kontrol ettiğim de aynı beyazlıkta olduklarını gördüm ve karar verdim bundan böyle kabuklu olarak alacağım evde soyup kendim limonlayıp,derindondurucu da saklayacağım.

yada sitrik asit!tercih sizin!

çookk sevgiler,kolaylıklar